top of page

"Yeterince İyi Değil Miyim?": Yetersizlik Hissini Kabulle ve Şefkatle Dönüştürme Yolları

  • Psk. Ayşenur Özlü
  • 30 Eki
  • 3 dakikada okunur

öz şefkat ve kabul
Yetersizlik Hissi, Öz şefkat ve Kabul

Hepimiz zaman zaman o iç sesi duyarız: "Bu işi beceremeyeceksin," "Başkaları kadar başarılı değilsin," veya en kötüsü, "Yeterince iyi değilim." Bu his, hayatımızın her alanına sızabilen, evrensel ve derin bir insan deneyimidir.


Eğer siz de sürekli kendini yetersiz hissetmek döngüsünün içinde buluyorsanız, yalnız değilsiniz. Bir  psikolog olarak, bu duygunun bir zayıflık değil, genellikle geçmiş

deneyimlerimizden ve toplumsal baskılardan beslenen doğal bir tepki olduğunu biliyorum.


Bu yazıda, yetersizlik hissi ile nasıl başa çıkacağımızı, bu duygunun kökenlerini ve en önemlisi, öz şefkat ve kabul yolculuğuna nasıl başlayacağımızı keşfedeceğiz. Unutmayın: Yetersizlik, sizin gerçek bir eksiğiniz değil, sadece bir duygunuzdur.


1. Yetersizlik Duygusunun Kökenleri: O Nereden Geliyor?

Yetersizlik hissi, genellikle gerçek bir yetersizliğin sonucu değildir; daha çok, kendimiz ve dünya hakkındaki algısal çarpıtmalarımızın bir ürünüdür. Bu derin hissin beslendiği üç ana kaynak vardır:

🔹 Çocukluk Deneyimleri ve İç Eleştirel Ses

Çocuklukta, ebeveynlerimizden, öğretmenlerimizden veya bakım verenlerimizden aldığımız eleştiriler, bilinçaltımıza bir "kural" olarak yerleşebilir. Aşırı eleştirel bir ortamda büyümek ya da koşullu sevgiye maruz kalmak, içimizde sürekli yargılayan, acımasız bir iç eleştirel ses yaratır. Artık yetişkin olsak bile, bu ses kontrolü ele alarak bize sürekli yetersiz olduğumuzu fısıldar.

🔹 Sosyal Karşılaştırmalar ve Mükemmeliyetçilik Tuzağı

Sosyal medya çağında, başkalarının özenle seçilmiş "mükemmel" hayatlarına maruz kalmak kaçınılmazdır. Bu durum, sürekli bir karşılaştırma döngüsüne ve mükemmeliyetçilik ve yetersizlik hissi arasındaki tehlikeli ilişkiye yol açar. Mükemmeliyetçi zihin, hata yapmaya yer olmadığına inanır ve en küçük bir başarısızlığı bile topyekûn bir yetersizlik kanıtı olarak görür. Oysa insan olmak, kusurlu olmayı ve hata yapmayı içerir.

🔹 İmposter (Sahtekârlık) Sendromu

Özellikle başarılı insanlar arasında yaygın olan İmposter Sendromu (Sahtekârlık Sendromu), kişinin başarılarını içselleştirememesi ve her an "maskesinin düşeceği" korkusuyla yaşamasıdır. Bu sendrom, kişinin kendi yeteneklerini ve başarısını sürekli olarak küçümsemesine ve "Şans eseri oldu, ben hak etmedim" düşüncesine saplanmasına neden olur.


2. Dönüşümün Anahtarı: Öz Şefkat ve Kabul

Yetersizlik hissini yenmenin yolu, kendimizle savaşmak veya kendimizi mükemmel olmaya zorlamak değildir. Dönüşüm, öz şefkat ve kabul ile başlar.

🌟 Öz Şefkat Nedir?

Öz şefkat, acı çektiğimiz anlarda kendimize, yakın bir arkadaşımıza gösterdiğimiz nezaket ve anlayışla yaklaşmaktır. Üç temel bileşeni vardır:

1. Nezaket: Kendimizi yargılamak yerine, zor anlarda destekleyici ve anlayışlı olmak.

2. Ortak İnsanlık: Yaşadığımız acıların ve yetersizlik duygularının evrensel olduğunu, bunun bizi diğer insanlardan ayırmadığını bilmek.

3. Farkındalık (Mindfulness): Acı veren duyguları bastırmak ya da büyütmek yerine, onlara dengeli bir şekilde bakabilmek.

🫂 İç Eleştirel Sesi Dönüştürmek

İç eleştirel sesi susturmak yerine, onunla nazikçe konuşmayı öğrenin. Bilişsel davranışçı teknikler, bu sesi sorgulamanıza yardımcı olur:

Soru Sorun: İç sesiniz "Sen beceriksizsin!" dediğinde, şunu sorun: "Bunun yüzde yüz doğru olduğuna dair kanıtlarım ne?"

Dengeleyin: Olumsuz düşünceyi yakalayıp, onu daha dengeli ve gerçekçi bir ifadeyle değiştirin (Bilişsel Yeniden Yapılandırma).

• Örn: "Başarısız oldum" yerine, "Bu sefer istediğim sonucu alamadım. Olabilir. Bir dahaki sefere farklı bir strateji deneyeceğim."

3. Yetersizlik Hissiyle Baş Etmede İlk Adımlar

Bu duyguyu yönetmek sabır ve uygulama gerektirir. İşte hemen şimdi atabileceğiniz somut adımlar:

Gerçekçi Hedefler Belirleyin: Mükemmeliyetçiliği bir kenara bırakın. Büyük bir hedefi küçük, ulaşılabilir adımlara bölün. Her adımı tamamladığınızda, küçük de olsa başarınızı fark edin ve kutlayın.

Kıyaslamayı Durdurun: Sosyal medyada gördüğünüz "ideal" versiyonların ardındaki emeği, hataları ve zorlukları hatırlayın. Kendinizi başkalarının en iyi anlarıyla değil, kendi önceki halinizle kıyaslayın.

Güçlü Yönlerinizi Onaylayın: Her gün kendinizle ilgili takdir ettiğiniz bir şeyi yazın. Beynimiz olumsuza odaklanma eğilimindedir; bu pratikle, olumlu yönlerinizi aktif olarak görmeyi öğreneceksiniz.

"Yapmalıyım" Cümlelerini Çıkarın: "Şunu yapmalıyım" gibi katı emirler yerine, "Şunu yapmayı seçebilirim" gibi esnek bir dil kullanın. Bu, üzerinizdeki baskıyı azaltır.


Bu Yolculukta Yalnız Değilsiniz

Sürekli yetersiz hissetmek, enerjinizi tüketir ve potansiyelinizi görmenizi engeller. Ancak bu, değiştirilemez bir kader değildir. Unutmayın, bu duyguyu deneyimleyen tek kişi siz değilsiniz ve yetersizlik hissiyle başa çıkma yolları mevcuttur.

Eğer iç eleştirel sesiniz çok yüksekse, öz şefkati pratik etmekte zorlanıyorsanız veya bu duygular günlük yaşamınızı etkilemeye başladıysa, bir profesyonelden psikolog desteği almaktan çekinmeyin.

Online ve yüz yüze (Kartal) psikolog olarak ben ve ekibim, bu duyguların kökenlerini anlamanız, daha sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmeniz ve kendinize daha nazik bir bakış açısıyla yaklaşmanız için size rehberlik etmeye hazırız.

Gelin, içimizdeki o sesi susturmak yerine, onunla daha şefkatli bir ilişki kurmayı birlikte öğrenelim.


 
 

Psikolog
Ayşenur Özlü Topçu

Psikolog Ayşenussr Özlü Topçu.png
lua medya.avif

Lua Medya

İletişim ve Adres

​Psikolog,Ayşenur Özlü Topçu, Cevizli, Ulubey Sk. No:4 Kat:3 Daire:9, 34865 Kartal/İstanbul

+90 553 663 43 18 

psikologaysenurtopcu@gmail.com

Gizlilik Politikası

Çerez Politikası

Kullanım Sartları

© Telif Hakkı 2025 Lua Medya, Tüm Hakları Saklıdır

bottom of page